İMARA AYKIRI İNŞAAT YAPAN MÜTEAHHİTTİN İŞTEN EL ÇEKTİRİLMESİ
İmar mevzuatına uygun olmayan ve yasal duruma getirilmesi olanağı bulunmayan inşaatlarda işten el çektirme kararı zorunluluk görülmelidir. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin geçerli ve taraflarını bağlayıcı, yürürlükte ve ayrıca sözleşme konusu taşınmaza yapılan inşaatların yasal veya yasal duruma getirilebilecek olması halinde; Borçlar Kanunu’nun 106/II. maddesi gereğince, arsa sahibi, müteahhitti temerrüde düştüğünde sözleşmenin aynen ifasını her zaman isteyebileceğinden ve müteahhitti de sözleşmeye dayalı olarak inşaat yapılacak taşınmazı zilyetliğinde bulundurma hakkına sahip olduğundan; arsa sahibi ancak, tamamen veya kısmen Kaçak olan yapının yıkılmasını dava ve talep edebilir. Çünkü kaçak yapı, kamu düzeni gereği emredici nitelikteki İmar Yasası Kurallarına ve ayrıca sözleşme hükümlerine aykırı olduğundan “ekonomik” değer ifade etmez. Yerel yönetimce yıkımına karar verilen inşaatların esasen 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 31/son maddesi gereğince yerel yönetim tarafından yıktırılması zorunlu olduğu gibi, sözleşmenin taraflarınca da yıkımı istenebilir veya yıktırılabilir. Taraflar arasındaki sözleşmenin onları bağlayıcı olmaması veya batıl olması durumunda, yukarıda açıklanan hukuksal nedenle, arsa maliki, mülkiyet hakkına dayanarak, taşınmazın kendisine teslimine yönelik irade açıklamasını yükleniciye bildirmesinden sonra yüklenicinin korunması gereken herhangi bir hakkı yoksa taşınmazdan el çekmelidir. Aksi halde, belirtilen nitelikteki bildirimin ulaşmasından sonra, müteahhittin kötü niyetli zilyet ve haksız işgalci durumuna düşeceğinden, arsa maliki veya paydaşı onun hakkında el atmanın önlenmesi davası açılabileceği gibi, Türk Medeni Kanunu’nun 995/I. maddesi uyarınca geri vermekle yükümlü olduğu arsayı, haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır.1
1-YARGITAY 15. HD. 4.12.2007, 7567/7756