İNŞAAT SÖZLEŞMELERİNDEN KAYNAKLI AYIP BİLDİRİMİ
Ayıp, bir malda veya eserde sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Başka bir anlatımla ayıp, eşyanın normal niteliklerden ayrılmasıdır. Eserin tesliminden sonra iş sahibi, işlerin olağan gidişine göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa derhal yükleniciye bildirmek zorundadır. Ters durumda yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulmuş olur. Ancak kasten sakladığı ayıplarla usulüne uygun yapılan gözden geçirmede fark edilmeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile var olan kusurları görülmemiş ise, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Ayıp sonradan ortaya çıkarsa, iş sahibi öğrenir öğrenmez yükleniciye bildirmek zorundadır. Yüklenicinin iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; açık ayıplarda Borçlar Kanunu’nun 359., gizli ayıplarda ise 362. maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, iş-eser sahibi, aynı Kanun’un 360. maddesinde tanınan hakları kullanabilir.1
4077 sayılı Kanunun 4. maddesinin 4. fıkrasında, konut satışlarında zamanaşımı süresi beş yıl olarak öngörülmüştür. Eğer, ayıp ağır kusur veya hile ile gizlenmişse, zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağından, açılan davanın süresinde olduğunun kabulü ile sonuca varılacaktır.2 Eseri (konutu) reddetmeyen iş sahibi, sonradan ortaya çıkan gizli bozukluklar nedeniyle yükleniciden kaynaklanan nedenlerle uğradığı zarar ve ziyanı isteyebilir.3
Hukukumuzda ayıp ihbarı kural olarak herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. İhbarın yazılı olması şart olmayıp ,tanık beyanı dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür.4
1-Yargıtay 15. HD. 24.6.2008, 2466/4205
2-Yargıtay 13. HD. 11.5.2016, 16073/12879
3- Yargıtay 15.HD 05.11.2003, 1790/ 5272
4-Yargıtay 15.HD. 08.06.2006, 3718/3414